bendevemlehendegegidiyorum 1st generation author

"gidik kız" lideri şarkıcı.
çok fazla tesadüf eseri bu kadar ünlü olduğunu düşünüyorum. sesi çok güzel olmasına rağmen bir albümlük enerjisi vardı, bitti. şimdi de tekrar biriktirdiği enerjisini coachella için kullanıyor muhtemelen. sonra yine gidip "erkeğimm üff belalı" tribine girecektir.

dün akşam neler oldu öyle ya?

ben şahsen o "chp'ye küskün seçmen"lerdendim. hem genel seçim rezaletinden hem de chp yeni yapılanmalarının denyoluklarından baymış ve katiyen oy vermemeyi kafaya koymuştum. sadece büyükşehir listesinde mansur yavaş'ın ay gibi parlamasına karşı koyamayıp, lokalde rastgele oy kullandım. genel olarak da önceki yerel seçimden bir gram değişik bir sonuç beklemiyordum.
fakat biz dün bir gecede beş yıl kadar ileri gittik.
birçok il akp yönetiminden çıkmakla kalmadı, birçok il ve ilçede de kadın yöneticiler önceki yıla oranla çok daha fazla yönetimde yer aldı.
hatta akşam %40'ın üzerinde sandık açılmışken sevinen arkadaşlarıma "durun hele yaw belli olmaz" minvalinde konuşmalar yaptım. o kadar seçimin ihtimallere açık olduğu bilgisi silinmiş kafamdan.
şimdi gelelim siyasi çıkarımlara;
1. bence en önemlisi: halk israile yapılan ithalatı ve ikiyüzlü politikayı sevmedi.
2. emekli maaşları hakikaten sarstı, bizim yaşlı nüfus hala seçimi domine ediyormuş.
3. chpliler küsünce akpli demokrasi düşmanı dayı oy verme luzümü görmedi. gazla çalışıyorlarmış.
4. kk'ya gıcık olan kitle azımsanmayacak boyuttaymış.
5. hiçbir koalisyona gerek yokmuş, demokrasi şenliği çok net böyle olurmuş.
6. boğazların jeopolitik konumu.
hepimiz dersimizi alıp evimize döndük. ben yine de artık chp=akp değil gibi düşünmemeyi öğreneceğim. etimesgut'ta erdal beşikçioğlu'ndan, çankaya'da yeni yetme eleman'dan memnun değilim. çankaya'nın "şapkamızı koysak alırız" tavrından dolayı potansiyelinin erimeye başladığını hissediyorum. antalya'da muhittin böcek'in rezil birisi olduğunu düşünüyorum.
bir de samsun??? gerçekten mi birader???

"bir şeye canım sıkılıyordu. neye olduğunu unuttum. sıkıntısı kaldı." sözünün sahibi, inşaat mühendisi, yazar, fenomen.

31 mart pazar günü yapılacaktır.

normalde ülkede kalan sayılı "makul ve mantıklı" insanlardan birisi gibi görünürken seçim öncesi hükümet tarafından yönetim kurulunda insanların bulunduğu, ysk'nın veri merkezinin yürütmesinden sorumlu bir kurumla işbirliği video yayınlamıştır. savunması da çok acemicedir. yaşadığı stresten bu linci beklemediğini ve düşünemediğini anlıyorum fakat yaptığı acemilik bambaşka.
lafa gelince proses takibi ve reklamcılıkta çok iyiydi, ikisinde de sıçtı.

evlilik teklifini "30 yıl beklediğime değdi" diyerek sosyal medyada paylaşanlar görüyorum. sanki 5 yaşındayken teklif edildi de, o "yok ben bi 25 yıl daha bekleyeyim" demiş gibi.

huzurlu va sakin sesiyle kuşlara takmış adamın şarkılarının yarattığı etkidir. bir kere hep naif, elim kanadı beni kan tutar bekleme şekerim diye yol veriyor. nazik bir şekilde gönlün benim mabedim diyor. fakat amerika kadar da kuşlara düşman. uyma o şerefsizlere, onlar bizi izliyor falan diyor. keyiflenmemek elde değil.
belki de ben millenial olduğumdandır, bilmiyorum.

çok özel bir yok öyle kararlı şeyler şarkısı.

spotify

yeryüzüne düşmüş ilk parfüm olabilir. kalıcıdır. turunçgil ve vanilyanın en güzel harmanlarından birisi olabilir. klasikler arasına girebilir ama yaş aralığından asla kült olamaz. daha çok genç yetişkinlere hitap edip çok ulu orta bir parfüm olduğundan hediye edilmesi tavsiye edilmez.

"hoplatır, coşturur, mugler abimize selamlar" bir parfümdür. hem çok kullanıldığı için çok tanıdık bir kokudur hem de bir ortamda koklandığında kesinlikle dikkat dağıtır. kalıcıdır, yayılımı yüksektir. muadili yoktur. yasemin kokularının başını çeker. kimi zaman çok risklidir kimi zaman garantidir. ilginç bir parfümdür vesselam.

bu günü tarihe geçmem gerekiyor, yine yine yine...
gerçekten dostluk sandığımızdan daha çok emek ve tahammül ayırmamız gereken bir şeymiş?
biz gittik yine bunun kapısına?
yoktu ama sevinmiş, tekrar görüşmek istiyor.
ben bu konuyla ilgili aşırı negatife döndüm ve biraz pişmanım şu aşamada.
fakat mor kendinden emin.
her şey boka saracak ben eminim.
yine kaos, kavga, drama, basitlik ve skandallar bizi mi bulacak?
olumsuz negatif yorumlar aklımdan çıkacak mı?
sanmıyorum.

edit: yaş 32, yolun neresi?

ankara'da, aynı hogwarts otobüsü gibi, sadece belli büyücülerin haftaiçi sabah 9 saatlerine kadar görebildiği fantastik dolmuş hattı.

annesiyle aynı isimli can bonomo şarkısıdır.

kahramanmaraş merkezi, saat 4'te ilki, sabah 13'te ikincisi olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem olup, 53 bin 537 kişi öldü, 107 bin 213 kişi yaralandı.
depremden 13.5 milyon insan etkilendi.
6 şubat sabahı annem sabah beni "maraş'ta deprem olmuş, herkes ölmüş" diyerek uyandırdı. ki ben belki bu ülkede bu depremden en az etkilenen kesimde olmama rağmen, o günden sonraki 1 ayımız kah katarsis yaşayarak, kah battaniye/çay paketleyerek, kah twitterda yardım mesajlarını ileterek geçti. hepimiz istanbul'da büyük bir kırılma beklerken yine göz ardı edilen güneydoğu bölgesinde kırılma yaşandı.
en son bu büyüklüklerde depremler bölgede 1822 ve 1872 yıllarında olmuş. 7.4 ve 7.2'lık depremler ve bu deprem de göstermiştir ki, bölgedeki ovalar yapılaşmaya uygun değildir. son bir yılda bölgede kahramanmaraş, hatay, malatya, adıyaman, şanlıurfa, adana ve tüm civar illerine gidenler depremin tüm binalarda bıraktığı net hasarı görmüştür. hala daha depremden önce haritada işaretlenmiş binaların izi bile kalmayacak şekilde yok olduğunu gördük.
ve bu deprem tabi ders alınmayacak ama tarihe de geçecek bir şeyi tekrar ispatladı: türk devleti ne 1999 depreminden beri toplanan vergilerle, ne herhangi bir organizasyon planıyla hiçbir afete hazırlıklı değildir. aşağıdaki haritaya iyi bakın ve iş/hayat/herhangi bir sebeple taşınmanız gerektiğinde bu kırmızı hatlara yerleşmemeye çalışın. ev alırken, nehir yataklarından, ovalardan almamaya çalışın. ve bu alanda olmasa bile aldığınız binanın mümkünse 2002 yılından sonra yapılmış olmasına dikkat edin. betonun da bir ömrü vardır, paranız yettiğince yeni binalara bakın.
bir de, türk milleti zekidir. apartmanınızın enine boyuna orantısız boyutlarda olmamasına, etrafındaki evlerden bina yüksekliği olarak orantısız yüksek olmamasına bir dikkat edin. artık bu zamana kadar olan oldu. istanbul için, izmir için, düzce, erzincan için mümkün olduğunca herkes kendi önlemini alsın. felaket senaryoları, ezbere "ülke elden gider" lafları etmiyorum. ama bir kez daha acun'un patronların götünü ülke kasası için yaladığını izlemek istemiyorum.

image

bugün yapılan duruşma sonucu 2 yıl 6 ay hapis cezası+yurtdışına çıkış yasağı almıştır.
muhtemelen düşük ceza da para cezasına çevrilebilecek.
adalet bakanı durumu "hayvana karşı işlenen suçlarda verilen en yüksek ceza" olarak değerlendirmiştir.
avukatı bugün duruşmada savunma amaçlı müvekkilinin hayvan barınağına yaptığı mama bağışının makbuzunu sunmayı teklif etmiştir.
ve bugün de unutulmamalıdır ki, hayvanseverlerin yıllardır kendini paraladığı sokak hayvanlarını koruma yasası düzenlemesinin yapılmamasının toplumdaki karşılığı erosun parçalanmış, kafası ezilmiş küçük bedenidir.
sokak hayvanları, hukukta "sahipsiz mal" olarak değerlendirildiği sürece, içinde vahşilik ve suç potansiyeli barındıran insanlar için denek gibi parçalanmaya, öldürülmeye, tecavüz edilmeye, işkence edilmeye özne olacaktır.
2024 yılında artık ülkedeki vahşet, kadın cinayetleri, hayvan cinayetleri, rüşvet, taciz haberlerini görüp kanıksamaktan tiskiniyorum. siyasi insanların ahlaksızlığının normalleşmesinden, herhangi bir siyasi adayın çocuklarının çakar istemesinin normalleşmesinden tiskiniyorum.
bunun gibi insanların da toplumda çok olduğunu ve başlarına hiçbir şey gelmediğini bilmekten dolayı büyük bir yorgunluk içindeyim. ve bunu savunan karısı/ailesi/arkadaşları olduğunu bilmek de beni mahvediyor.